| |

Bedensel zararlarda tazminat hesapları

Bu konuda öğretideki görüşler ve Yargıtay kararlarına egemen olan temel anlayış, kazanç kaybının değil, “güç (efor) kaybı”nın tazminatın ölçüsü olması gerektiği yönündedir.

Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre:

a) Sakat kalan kişilerin kazançlarında bir azalma olmasa bile, aynı işi yaparken sakatlıkları oranında daha fazla güç (efor) harcayacakları dikkate alınarak gerçek kazançları üzerinden “güç kaybı tazminatı” hesaplanacaktır.

b) Bir işi ve kazancı olmayanlar, yaşlı kişiler, ev kadınları veya çocuklar sakat kalmışlarsa, günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları nedeniyle, onlar için de “güç kaybı tazminatı” söz konusu olacak; ancak tazminat hesabının ücret unsuru yasal asgari ücretler düzeyinde olacaktır.

c) Çalışan kişilerin güç kaybı tazminatı elde ettikleri “gerçek kazançlar” üzerinden hesaplanacak; emekli olduklarında pasif dönem zararı, asgari ücretlerin indirimsiz net tutarları üzerinden değerlendirilecektir.

d) “Güç kaybı tazminatı” olarak adlandırılan bu uygulamanın son aşaması çocuklardır. Nasıl ki, hiçbir işi olmayanlar ve yaşlı kişiler günlük yaşamlarını sürdürürlerken sakatlıkları oranında zorlanıyorlarsa, daha fazla güç (efor) harcıyorlarsa, küçük çocukların da günlük yaşamlarını sürdürürlerken, özellikle okullarına gidip gelirlerken, sakatlıkları oranında zorlanacak olmaları, daha fazla güç (efor) harcamaları nedeniyle, onların tazminatı da, 18 yaşından değil, kaza geçirdikleri tarihteki yaşlarından başlayarak, yaşam sürelerinin sonuna kadar hesaplanmak gerekecektir.

e) Yaşam boyu başkasının sürekli bakımına muhtaç olacak derecede beden gücü kaybına uğrayanların “bakıcı giderleri” tedavi giderleri kapsamında olup, olay tarihinden yaşam sürelerinin sonuna kadar asgari ücretlerin brüt tutarları üzerinden bakıcı giderleri hesaplanacaktır.

Similar Posts